Yavuz Sultan Selim’in Haremeyn Rüyası: Hilafetin Manevi İşareti

BİLGE TABİRCİ / İSTANBUL

Uykusuz Gecelerin Sırrı

Osmanlı tahtının kudretli sultanı Yavuz Sultan Selim, gecelerini kitap okuyarak ve tarihlerle meşgul olarak geçirirdi. Yanında bulunan nedimi Hasan Can’ın aktardığına göre padişah, çoğu zaman kendisi okur ya da Hasan Can’a okutur, saatlerce uyumadan ilimle hemhâl olurdu. Ancak bir gece yaşanan olağanüstü bir rüya, tarihin akışını değiştirecek nitelikteydi.

Sarayda Derin Bir Sessizlik

Hasan Can birkaç gece üst üste uykusuz kaldıktan sonra yorgunluğa yenik düşmüş, sabah namazına güçlükle yetişmişti. Padişah, “Bu gece ne rüya gördün?” diye sorduğunda Hasan Can cevap verememişti. Aynı saatlerde sarayda farklı bir hadise yaşanıyordu. Saray Ağası Hasan Ağa, derin bir hüzün içinde, gördüğü rüyanın tesiriyle gözyaşlarına boğulmuştu.

Dört Nûranî Şahsiyetin Haberi

Israrlara dayanamayan Hasan Ağa, rüyasını şöyle anlattı:
Gece yarısı sarayın kapısında büyük bir kalabalık gördü. Ellerinde sancaklar olan dört nur yüzlü kişi kendisine hitap ederek, “Bu topluluk Resûlullah’ın ashabıdır, bizi o gönderdi. Selim Han’a selam olsun. Bugünden itibaren Haremeyn’in hizmeti ona verildi” dediler. Bu dört zatın Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali olduğunu belirterek, emaneti Selim Han’a iletmesini buyurdular.

Selim Han’ın Tepkisi

Hasan Can bu rüyayı padişaha aktardığında, Yavuz Sultan Selim’in yüzü kızardı ve derin bir tevazu ile, “Ecdadımız keramet sahibiydi, biz onlara benzemedik” dedi. Ancak bu rüya, Selim Han’ın Mısır Seferi öncesi manevî bir işaret olarak kabul edildi.

Rüyadan Hakikate: Hilafetin Teslimi

1517 yılında Mısır Seferi’ni zaferle tamamlayan Yavuz Sultan Selim, Abbâsî Halifesi III. Mütevekkil Alallah tarafından hilafet makamının Osmanlılara devredilmesiyle tarihe geçti. Böylece Hasan Ağa’nın rüyası, İslam dünyasının liderliğini üstlenen Osmanlı hanedanının manevi müjdecisi olarak hafızalarda yer etti.

www.bilgetabirci.com