Şehit Komiserin Sır Dolu Rüyası: Ölümünü İki Gün Önce Kabe'de Gördü
Adana'da Gezi Parkı olayları sırasında şehit olan Komiser Mustafa Sarı'nın, ölümünden iki gün önce rüyasında Kabe'de omuzlarda taşındığını gördüğü ve bu rüyanın manevi anlamları.

Şehit Komiserin Sır Dolu Rüyası: Ölümünü İki Gün Önce Kabe'de Gördü
BİLGE TABİRCİ / ADANA
Türkiye'nin yakın tarihinin en çalkantılı dönemlerinden biri olan 2013 yılındaki Gezi Parkı olayları sırasında Adana'da trajik bir şekilde hayatını kaybeden Komiser Mustafa Sarı'nın şehadetinin ardında, ilahi bir uyarı niteliği taşıyan ve tüyler ürperten bir rüya olduğu ortaya çıktı. Görevi başında köprü inşaatından düşerek şehit olan 27 yaşındaki komiserin, bu acı olaydan yalnızca iki gün önce gördüğü ve hem eşine hem de mesai arkadaşlarına anlattığı Kabe rüyası, yıllar sonra bile manevi anlamı ve taşıdığına inanılan sırlarla konuşulmaya devam ediyor.
Tavaf Edilen Bir Cenaze: Rüyasını Eşine ve Arkadaşlarına Anlatmıştı
Tarih 3 Haziran 2013. Komiser Mustafa Sarı, Adana'daki evinde sabah uyandığında oldukça etkisinde kaldığı bir rüyayı eşi Eda Sarı'ya anlattı. Aktarılanlara göre genç komiser, eşine heyecanla, "Bugün rüyamda Kabe'ye gitmişim, orada insanlar beni omuzlarına almış tavaf ettiriyorlardı" dedi. O günlerde tüm ülkeyi saran toplumsal olaylar nedeniyle endişeli olan eşi, bu rüyayı bir uyarı olarak algılayıp kendisinden görev sırasında çok dikkatli olmasını istedi. Mustafa Sarı, aynı gün görev yaptığı emniyete gittiğinde, rüyasını yakın mesai arkadaşlarıyla da paylaştı. Bu sıradan sohbet, iki gün sonra yaşanacak trajedinin ardından, gerçekleşen bir önsezi ve ilahi bir mesaj olarak hafızalara kazınacaktı.
Tragedyanın Anatomisi: 5 Haziran 2013 Gecesi Ne Oldu?
Rüyanın üzerinden henüz 48 saat geçmişti ki Komiser Mustafa Sarı, Gezi Parkı protestoları kapsamında Adana'da görevlendirildi. Olaylara müdahale eden Çevik Kuvvet ekiplerine destek olmak için Turgut Özal Bulvarı'ndaki köprü inşaatı üzerinde görev yapıyordu. Gece saatlerinde, göstericileri takip ettiği esnada, inşaat halindeki köprünün henüz tamamlanmamış ve korkulukları olmayan bir bölümünden dengesini kaybederek yaklaşık 5 metrelik yükseklikten alt geçide düştü. Ironik bir şekilde, düşmeden kısa bir süre önce mesai arkadaşlarını aynı tehlikeye karşı uyardığı belirtilen Sarı, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. Rüyasında omuzlarda taşındığını görmüştü; iki gün sonra cenazesi, sevenlerinin ve meslektaşlarının omuzlarında son yolculuğuna uğurlandı.
İlahi Bir Uyarı mı? Rüyadaki Sembollerin Anlamı
Şehit komiserin bu manidar rüyası, maneviyat ve rüya tabirleri konusunda uzman isimlerin de gündemine geldi. Konuyla ilgili yorumu sorulan Rüya Tabircisi Seyit Mehmet Emin Kırgil, rüyanın açık bir şekilde ilahi bir mesaj ve uyarı içerdiğini belirtti. Kırgil'e göre, rüyada Kabe'yi görmek Allah'a açılan bir rahmet kapısına, omuzlarda tavaf etmek ise Allah katında mertebenin yükselmesine ve manevi bir yücelişe işarettir. Kırgil, İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in "Ahir zamanda müminin rüyası yalan çıkmaz" hadisini hatırlatarak, "Bu rüya uyarıcı olduğu için kişi uyarılmış. Omuzlarda tavaf edilmesi, kişinin yalan dünyadan hak dünyaya intikal etmesi ve bu intikalin Allah katında makbul bir yükseliş olması anlamına gelir. Bu kardeşimiz salih bir amele sahip olduğu için kendisine şehit olacağı uyarısı yapılmıştır" şeklinde yorumladı.
Takdir ve Teslimiyet: Kaderin Önüne Geçilemez mi?
Mustafa Sarı'nın hikayesi, inanç, kader ve teslimiyet kavramlarını bir kez daha akıllara getiriyor. Gördüğü rüyanın manevi bir uyarı mı, yoksa kaçınılmaz bir sonun habercisi mi olduğu sorusu, yıllardır pek çok kişi tarafından soruluyor. Rüya yorumcuları ve maneviyat alimleri, bu tür rüyaların kişiyi hazırlayıcı bir nitelik taşıdığını ancak ilahi takdirin önüne geçilemeyeceğini vurguluyor. Komiser Sarı'nın, arkadaşlarını uyardığı bir tehlikeyle kendisinin yüzleşmesi ve rüyasındaki gibi omuzlarda uğurlanması, kaderin ince çizgilerle örülmüş, gizemli ve sarsıcı bir tecellisi olarak görülüyor. Bu olay, bir rüyanın sadece bir gece uykusundan ibaret olmayıp, bazen hayatın en acı gerçeğine açılan bir pencere olabileceğinin de dokunaklı bir kanıtı olarak anlatılmaya devam ediyor.