Yavuz Sultan Selim’in Rüyası: Şeyh Bedahşî’nin Vefatına İşaret

Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sırasında gördüğü rüya, Şeyh Bedahşî’nin vefatına işaret etmiş; tabir meselesi Osmanlı sarayında dikkat çekici bir tartışmaya yol açmıştır.

Yavuz Sultan Selim’in Rüyası: Şeyh Bedahşî’nin Vefatına İşaret

Yavuz Sultan Selim’in Rüyası: Şeyh Bedahşî’nin Vefatına İşaret

BİLGE TABİRCİ / ŞAM


Osmanlı Geleneğinde Rüyanın Yeri

Rüya, insan hayatının vazgeçilmez bir parçası olmuş, bazen umut bazen endişe kaynağı olarak yorumlanmıştır. Osmanlı kültüründe kötü rüyalar gizlenir, iyi olanlar ise hayra yorulurdu. Tarihte önemli şahsiyetlerin gördükleri rüyalar ise halk arasında dilden dile yayılarak sembolik bir anlam kazanırdı. Hazreti Yusuf’un rüya tabirindeki hikmeti, Firavun’un iktidarını tehdit eden rüyası ve Osmanlı padişahlarının gördüğü müjdeli düşler bu geleneğin öne çıkan örneklerindendir.


Hasan Can’ın Şahitliği

Yavuz Sultan Selim’in yakın sohbet arkadaşı Hasan Can, padişahın Mısır Seferi sırasında yaşadığı bir rüya tecrübesini aktarmaktadır. Ona göre Sultan, Şam’da bulunduğu günlerde meşhur âlim Muhammed Şeyh Bedahşî ile tanışmış, sohbetlerinde derin nasihatler dinlemişti. Bedahşî’nin vakar ve hikmeti, Yavuz’un gönlünde derin bir iz bırakmıştı.


Vefata İşaret Eden Rüya

Mısır’ın fethinden sonra bir sabah, Sultan Selim rüyasını Hasan Can’a şöyle anlattı:
“Bu gece Bedahşî Hazretleri’ni beyaz bir kepenek ve ip kuşakla yolculuğa hazırlanırken gördüm. Bizimle vedalaştı.”
Gençliğin verdiği acelecilikle Hasan Can, bu yolculuğun ölüm yolculuğuna işaret ettiğini söyledi. Çok geçmeden Şeyh Bedahşî’nin vefat haberi geldi. Ölüm döşeğinde bulunan âlim, Yavuz Sultan Selim’e dua ve selamlarını göndererek dünyadan ayrıldığını bildirdi.


Tabirin Cezası Var mı?

Şam Valisi bu haberi saraya ulaştırdığında, padişah rüyanın yorumunu tekrar gündeme getirdi. Yavuz Sultan Selim, “Rüyanın gerçekleşmesi çoğunlukla tabirin şekline bağlıdır. Hasan Can ölümü işaret etti, bu yüzden tabiri kaderi etkiledi mi?” diye sordu. Hocasının da hazır bulunduğu mecliste mesele tartışıldı. Sonunda Halîmî Çelebi, Hasan Can’ın sözünü akla uygun buldu: “Ölüm vakti tabirle değil, Allah’ın takdiriyle belirlenir.”


Bedahşî’nin Kerameti

Yavuz Sultan Selim, rüyanın vefattan sonra görülmüş olduğunu teyit edince Hasan Can’ı azarlamak yerine ödüllendirdi. Ona kıymetli bir hil’at ve iki yüz dinar altın ihsan etti. Hasan Can ise bunu “Bedahşî Hazretleri’nin kerameti” olarak yorumladı ve onun ruhuna dua etti. Böylece bir rüya, Osmanlı tarihinde hem manevî bir ders hem de sultan ile yakınlarının kalbinde unutulmaz bir hatıra olarak yer etti.


www.bilgetabirci.com