Atatürk’ün Son Anları ve Bir Şeyhin Rüyası

Mustafa Kemal Atatürk’ün son anları yalnızlık ve bitkinlikle geçti. Son sözleri “Vealeykümüsselam” olurken, bir şeyhin gördüğü rüya Türkiye’nin kaderinde mistik bir yorum bıraktı.

Atatürk’ün Son Anları ve Bir Şeyhin Rüyası

Atatürk’ün Son Anları ve Bir Şeyhin Rüyası

BİLGE TABİRCİ / İSTANBUL

Yalnızlıkla Geçen Son Günler

Modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün son günleri, yalnızlık, hastalık ve yarım kalan arzularla geçti. Ömrü boyunca etrafında kalabalıklar bulunan Atatürk’ün, son anlarında birçok yakın dostunun çevresinden uzaklaştığı anlatılıyor. İstiklal Mahkemeleri’nin başkanlarından ve en yakın arkadaşlarından biri olan Kılıç Ali’nin hatıraları, Atatürk’ün Dolmabahçe Sarayı’ndaki son saatlerini gözler önüne seriyor.

Etrafındaki Sessizlik

Kılıç Ali, Atatürk’ün hastalığının ağırlaştığı günlerde, onun gölgesinde büyümüş birçok ismin bir anda ortadan kaybolduğunu aktarıyor: “Salih Bozok’la yalnız kalmıştık.” Atatürk’ün bu süreçte en çok kırıldığı isimlerden biri ise İsmet İnönü’ydü. Bir sohbetinde “Benim attığım adam paçavra olur” sözleriyle İnönü’ye duyduğu öfkeyi dile getirdiği kaydediliyor. Ancak ironik bir şekilde, Atatürk’ün ölümünden sonra Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı olarak görevi devralan kişi İnönü oldu.

Son Arzusu: Enginar

Sağlığı hızla kötüleşen Atatürk, uzun zaman sonra ilk kez içten bir arzu dile getirdi: Enginar yemek istedi. Ancak mevsimi olmadığı için bu yemek sofraya hiç gelemedi. Atatürk’ün bu son isteği, yaşamının son dönemindeki kırılganlığın da sembolü olarak hatırlanıyor.

Son Sözleri

10 Kasım 1938 sabahı Dolmabahçe Sarayı’nda bitkin halde yatan Atatürk, sık sık “Aman dil, dil efendim” diyerek sayıkladı. Ne kastettiği ise tam olarak anlaşılamadı. Saatler 09.05’i gösterdiğinde, Kılıç Ali’nin aktardığına göre Atatürk’ün dudaklarından çıkan son söz “Vealeykümüsselam” oldu. Bu ifade, verilen bir selama karşılık anlamı taşıyordu. Ancak o anda kimin selamını aldığını kimse bilemedi.

Bir Rüya ve Vazgeçilen Dua

Atatürk’ün son anılarının yanında, bir rüya da tarihi döneme damga vurdu. İsmail Kara’nın 1998’de yayımladığı Şeyhefendinin Rüyasındaki Türkiye kitabında, Şeyh Rahmi Baba’nın 1930’larda gördüğü rüya anlatılır. Atatürk ve rejiminin sonu için dua etmek üzere toplanan şeyhler, Rahmi Baba’nın rüyasıyla planlarını iptal ettiler.

Rüyada Peygamber Efendimiz, dünya haritası üzerinde Türkiye’yi Mustafa Kemal’e işaret ederek teslim ediyordu. Şeyh, bu işarete karşı çıkılamayacağını anlatarak “kahriye” okumaktan vazgeçti. Rüya, Türkiye’nin kaderinin Atatürk’e emanet edildiği şeklinde yorumlandı.

Tarihi Miras ve Mistisizm

Atatürk’ün son sözleri ve yalnızlığı, bir liderin insani yönünü ortaya koyarken, Rahmi Baba’nın rüyası ise onun kaderinin mistik bir boyut kazandığını gösteriyor. Atatürk’ün hem siyasi hem manevi yönleri üzerine yapılan bu anlatılar, bugün hâlâ tarihçiler ve halk arasında derin tartışmalara yol açıyor.


Her rüya, sahibinin kalbi kadar eşsizdir; yorumu da öyle olmalıdır.
Gerçek anlamı keşfetmek için rüyanızı Bilge Tabirci’ye yorumlatın.

🌐 www.bilgetabirci.com